E-DEVLET'TE SAHTE DİPLOMA, SAHTE KİMLİK VE SAHTE E-İMZA SKANDALI BÜYÜYOR...

Türkiye’de son haftalarda gündeme gelen sahte diploma ve kimlik dolandırıcılığı iddiaları, yalnızca akademik dünyayı değil, dijital devlet altyapısını da hedef alıyor. Ortaya atılan iddialara göre bazı belgeler sahte olarak düzenlenip e-devlet kayıtlarında yer alırken, hayatını kaybetmiş kişilerin kimlik bilgileri kullanılarak elektronik imza (e-imza) alınabiliyor. Bu durum, Türkiye’nin dijital güvenlik sistemlerinde ciddi zafiyetler bulunduğuna işaret ediyor.

E-devlet sistemi, vatandaşların kimlik sorgulama, vergi borcu öğrenme, SGK hizmet dökümü, sınav sonuçları ve araç tescil bilgilerine kadar yüzlerce hizmeti çevrimiçi sunuyor. Amaç bürokrasiyi azaltmak, şeffaflığı artırmak ve hizmetlere 7/24 erişim sağlamak. Ancak veri tabanlarında tutulan milyonlarca kişisel bilgi, siber saldırılar ve sahtecilik girişimleri karşısında risk oluşturuyor.

Bilişim hukuku uzmanı ve Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Avukat Faruk Çayır, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, elektronik imza sisteminin işleyişini ve zafiyetlerini anlattı. Çayır, elektronik imza kanununun 2010’lu yıllarda yürürlüğe girdiğini, ardından BTK tarafından Türktrust gibi şirketlere e-imza üretme yetkisi verildiğini hatırlattı.

Çayır, “Gündemdeki sahtecilik olayında, sahte kimlik bilgileriyle e-imza alınması söz konusu. Hatta ölen kişiler adına bile e-imza üretilebiliyor” dedi. Özellikle 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden avukatların kayıtlarının silinmesinden sonra bu kişilerin adına e-imza alındığının soruşturmalarla ortaya çıktığını aktardı.

Elektronik imzanın ıslak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip olduğunu hatırlatan uzmanlar, cihaz ve şifrelerin üçüncü kişilerin eline geçmesi halinde vatandaşların farkında olmadan işlemlerinin yapılabileceğini vurguluyor. Uzmanlara göre, sistemin güvenliği artırılmadığı sürece dijital devlet altyapısı büyük risk altında.