ÇANKIRI’DA SAĞLIK TURİZMİ GELİŞİYOR

Hititlerden günümüze kadar tuz üretimi için faydalanılan Çankırı Yer Altı Tuz Şehri/Tuz Mağarası, içerdiği negatif iyon özelliği sayesinde Akciğer Hastalıklarına da şifa oluyor. Geçtiğimiz yıl, Çankırı Valiliği Koordinesinde, çok sayıda kurumun katılımı ile gerçekleşen “Daha Güçlü Bir Nefes” Projesi sonrasında mağara astım, KOAH, bronşit gibi rahatsızlıkları olan hastaların uğrak yeri olmuş durumda. “Daha Güçlü Bir Nefes” Projesi ile mağaranın sağlık alanındaki katkısı bilimsel olarak ispatlanırken, o tarihten bugüne kadar çok sayıda hasta şifa bulmak amacıyla Yer Altı Tuz Şehri’nin yolunu tuttu. Çankırı Özel Karatekin Hastanesi tarafından projenin devamında hazırlanan “Tuz Terapi” programına yurt içinden ve yurt dışından pek çok katıldı. Tuz Terapi ile ilgili çalışmalar yürüten ve hastaları takip eden Çankırı Özel Karatekin Hastanesi hekimleri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Ali Özkurt ve Dahiliye Uzmanı Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, konu ile ilgili olarak basını bilgilendirdiler.  Kaya tuzunun akciğer hastalıklarına karşı etkili olduğunu bilimsel olarak ispatladıklarını belirten Dr. Tuba Haliloğlu, “Kaya tuzu mağaralarının insan sağlığına pozitif etkisi yüzyıllardır bilinen bir konuydu. Bu alanda Azerbaycan, Romanya, Ukrayna ve Almanya’da önemli tesisler ve çalışmalar var. Ayrıca son yıllarda Amerika’da tuz odalarının olumlu etkileri üzerine yapılan onlarca araştırma da mevcut. Geçtiğimiz yıl düzenlenen proje ile Tuz Terapi Tedavi Protokolü de oluşmuş oldu. Hastalarımızı en az 10 gün misafir ediyoruz. Sonuçlar çok umut verici. Çankırı sadece tuzun endüstriyel üretiminin yanında, sağlık turizmi alanında da gelişiyor” diye konuştu. On aylık bir sürede 250’den fazla Akciğer Hastasının bu program ile şifa bulduğunu belirten Haliloğlu, “Tuz Terapi içerisinde hem Tuz Mağarasını (Speleoterapi) hem de hastanemizde tuz odasını (Haloterapi) kullanıyoruz. Tuzun etken maddesi sayesinde akciğerdeki mukus tıkaçları açılıyor, bronşlarda spazma neden olan zararlı moleküllerin atılımı kolaylaşıyor, gaz alışverişi düzenleniyor ve oksijenin kana geçmesi kolaylaşıyor bu sayede hastamız rahatlıyor. Tuz odasındaki halojeneratör vasıtasıyla mağara ortamına göre daha yüksek dozlara çıkabiliyoruz. Bu da tedavinin süresini kısaltıyor. Tüm vakalarda akciğer kapasitesi ile hastanın hareketliliğinin arttığını ve oksijen tüpü ihtiyacının azaldığını görüyoruz. Çoğu hastamızın hava yolları açılıyor ve balgamları azalıyor. Enfeksiyonlar nedeniyle sürekli hastaneye yatmak zorunda kalan hastalarımızın yatışları ya azalıyor ya da gerek kalmıyor. Şimdiye kadar bu programa katılıp da etki göremediğimiz hastamız olmadı. Özellikle genç hastalarımız kısa süre içinde rahatlama sağlıyorlar” dedi. Tuz Terapi’nin Çankırı’daki sağlık turizmi potansiyelini ortaya çıkaracağına inandığını belirten Dr. Ali Özkurt, “Yedi yıldır Tuz ve Rehabilitasyon Derneği olarak bu alanda çalışmalarımızı ayrıca da yürütüyoruz.Bu tedavide hastaya uygun bireysel dozlar verildiğinde herhangi bir yan etki de görmüyoruz. Bu tedaviyi çocuklar dahil olmak üzere her yaştan hastamız alabiliyor. Geleneksel ve modern tıbbı birleştirerek oluşturduğumuz bu terapi protokolünde hastalarımızın mevcut tedavilerini de aksatmıyoruz. Bu tedavi ek olarak kendilerine veriliyor. Tuz sadece akciğer hastalıklarına değil egzama, mantar, gül hastalığı sedef gibi cilt hastalıklarına da iyi geliyor. Ayrıca hastalarımızın üzerinde psikolojik olarak olumlu bir etkisini de gözlemliyoruz. Bu alanda artık bir başarı yakaladık. Tüm hastalarımızı Çankırı Kaya Tuzu Mağarasına bekliyoruz” şeklinde konuştu. Tuz Terapi Kent Ekonomisine de Katkı Sağlıyor Tuz Terapi için hastaneye gelen hastaların kent ekonomisine de önemli katkıları olduğunu aktaran Uzm. Dr. Ali Özkurt, “Buraya gelen hastalarımız ilimizin tarihi güzelliklerini geziyor. Şehir insanını yakından tanıyor. Tuz ürünleri satan esnafları gezerek pek çok hediyelik eşya alıyorlar. Akşamları dışarı çıkıp şehirdeki restoranları geziyorlar. 10 günlük süreçte ihtiyaç duydukları her şeyi şehir esnafından karşılıyorlar. Bu noktada sadece sağlık turizmine değil, kentin turizmine de katkı sağlıyorlar. Bu hizmet sektörü geliştikçe kente de daha fazla katma değer katacaktır” dedi.