İKİNCİ BİR TUFAN MI BEKLİYOR NUH'UN TORUNLARI ?

Gazeteci, Yazar, Şırnak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve aynı zamanda Türkiye İnternet Gazetecileri Derneği (TİGAD) Şırnak Temsilcisi olan arkadaşım kardeşim Halil Azizoğlu, komşuluk ilişkileri konusunda toplumumuzdaki yozlaşmayı konu alan bir yazı kaleme almış. Beğeneceğinizi umuyorum... "Kendimize gelmezsek, yok oluşumuz kaçınılmaz. Gerçekten de, Nuh’un torunları ikinci bir tufanı mı bekliyor? Bir toplumu yok etmek istiyorsanız, önce onun anadilini ve gelenek-göreneklerini yok edin. Çünkü bir milletin hafızası diliyle, ruhu ise kültürüyle yaşar. Ne yazık ki, son zamanlarda hızla asimilasyona uğrayan, kendi benliğinden uzaklaşan bir toplum haline geldik. Eskiden öyle miydi? Mahallemizde ya da sokağımızda bir cenaze olduğunda, acı paylaşılırdı. Komşunun yasına ortak olmak sadece başsağlığı dilemekle kalmaz, davranışlarımızla da bunu gösterirdik. Evlerde televizyonlar kapatılır, üzeri örtülürdü. Bu, bir taziye geleneğiydi; ta ki cenaze evi haber gönderene kadar o örtü kalkmazdı. Hatta saç kazıtmak, kıyafetleri yıkamamak gibi detaylara bile girmezdi kimse; çünkü yas, her yönüyle yaşanırdı. Peki ya şimdi? Aynı sokakta, hatta kapı komşumuzda cenaze evi varken; öyle düğünler, eğlenceler düzenleniyor ki, insan hayret ediyor. Davul zurna çalıyor, müzik yankılanıyor, gülüp oynanıyor. Gelenek deyince küçümseyen, “Artık o eski gerici adetler geride kaldı” diyen bir zihniyet aldı yürüdü. Kendimizi haklı çıkarıyor, vicdanlarımızı susturuyoruz. Ama asıl soru şu: Biz bu hale nasıl geldik? Nereye gidiyoruz? Eyvahlar olsun bu gafletimize… Kendimize gelmezsek, yok oluşumuz kaçınılmaz. Gerçekten de, Nuh’un torunları ikinci bir tufanı mı bekliyor?"