reklam
reklam
DOLAR32,3465% -0.04
EURO34,9647% 0.47
STERLIN40,8895% 0.71
FRANG35,8212% 0.81
ALTIN2.407,33% 0,44
BITCOIN60.480,682.833
reklam

GIDA VE DEPRESYON İLİŞKİSİ… TEMELİNDE NE YATIYOR…

Yayınlanma Tarihi : Google News
GIDA VE DEPRESYON İLİŞKİSİ… TEMELİNDE NE YATIYOR…
reklam

Evet, bugün antidepresanlar ve gıdalar hakkında konuşacağım. Çağımızın hızına yetişmek zor bunu hepimiz biliyoruz; çünkü ekonomik olarak hem çok çalışmak durumundayız hem de sosyal olarak kendimize vakit ayırmak için ekstra çaba sarf etmemiz gerekiyor. E bunlar da
bize stress olarak geri dönüyor. Stress katlanarak artıyor ve yerini kaygı bozukluğu, depresyon gibi psikolojik ve sosyolojik sorunlara bırakıyor. Bu durumlarda beslenmek, moral bulmak ve çevre çok önemlidir. Tabii, ben psikolog
olmadığım için olayın gıda ile olan kısmıyla ilgili yorum yapacağım.

Gıda ve antidepresanlar arasındaki ilişki karmaşıktır ve genellikle bireyden bireye değişebilir. Ancak, genel olarak beslenme alışkanlıkları ve gıda seçimleri, zihinsel sağlık üzerinde önemli bir etki yapabilir. İyi bir beslenme, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu besinleri almasını sağlar ve bu da ruh halinizi, enerji seviyenizi ve genel zihinsel sağlığınızı etkileyebilir.

Bağırsaklar 2. beynimiz olarak tanımlanır. Ne tüketirseniz, sindirim sisteminizden geçer ve bağırsaklarınızdaki yararlı mikroplar tarafından parçalanır. Parçalanan besinler, bağırsaklardaki mikrovillus adı verilen küçük uzantılar ile emilir ve kana karışır, tabi oradan da vücudunuza yayılır ve beyninize ulaşır. Yediğiniz besin çeşidine göre, beyninizin salgıladığı hormonlar değişir ve bu da ruh halinizi olumlu veya olumsuz etkiler. Araştırmalara göre abur cubur, aşırı kalorili ve lif oranı düşük besinler tüketen bireylerdeki depresyon oranının, düzenli besin tüketen bireylere oranla daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Kaldı ki sebze, fındık ve zeytinyağı içeren akdeniz diyeti uygulayan insanların depresyon oranının, az yağlı batı diyetine göre daha düşük seviyede olduğu bulgusu vardır.

Bu durum ise şöyle açıklanır. Beyin kimyasallarından biri olan serotonin; vücuda mutluluk, zindelik hissi verir ve neredeyse %90 ‘ı bağırsaklardaki yararlı mikroplar tarafından üretilir . Bu bakteriler azalırsa, serotonin üretimi düşer, vücut kendini zinde ve mutlu hissemez.
Böylece depresif ruh hali oluşur ve depresyonu tetikler. Bu da dolaylı olarak, sosyal yaşantınızı, çevrenize olan bakış açınızı ve gelecek kaygılarınızı da etkiler.

Bağırsaklarımızdaki yararlı mikroplar bizi hastalıklara ve iltihaplara karşı korurken diğer yandan da beynimiz serotonin salgılasın diye sinyaller gönderir. Antidepresanların ise yapay serotonin salgıladığı ve aynı zamanda vücuttaki yararlı bakterilerin azalmasına sebep olduğu bulunmuştur. Araştırmalara göre, anksiyetesi olan bireylerin bağırsaklarındaki yararlı mikrop oranının düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu da antidepresanlara karşı bağımlılık durumunun artma ihtimalini ortaya koymaktadır.

Ama öte yandan, antidepresanlar genellikle bir mental sağlık profesyoneli tarafından reçete edilen ilaçlardır. Bu ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzeltmeye yardımcı olabilir. Ancak, gıda ve beslenme, antidepresan tedavisinde tamamlayıcı bir rol oynayabileceği
unutulmamalıdır.

Peki ne yapmalıyız?

Vücudumuza, yakıt olarak iyi ve dengeli besinler verirsek, bağırsaklarımızdan- beynimize kadar yaşamımız daha iyi ve rahat olur. Kendimizi daha dinç hissederiz ve daha parlak, berrak bir zihnimiz olur. Güneşe çıkmamız lazım, probiyotik olarak beslenip bağırsaklarımızı güçlendirmemiz ve omega alınımızı artırarak beyin sağlığımızı yapılandırmamız gerekmektedir. Tabi bunu aktivite ile de desteklememiz lazım. Aktif olarak spor salonuna gitmek diye algılamayalım bu durumu, günlük veya haftalık düzenli olarak yürüyüş yapmak bile iyi gelecektir. Hele ki sahil tarafında iseniz, çıkın bir yarım saat yürüyün, kendinizi daha iyi hissedeceksiniz, emin olun.

Ama şunu bilmek gerekir ki, her iki durumda da, bireyin ihtiyaçları ve durumu farklı olduğundan, bu konuda uzman bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. İdeal olarak, bir beslenme uzmanı ve bir psikiyatrist veya psikolog, bireyin hem beslenme hem de zihinsel
sağlık ihtiyaçlarına odaklanabilir.

Gıda Mühendisi

Neslihan BUDAK     /     AVRUPAPRESS

reklam

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.