reklam
reklam
DOLAR32,2384% 0.1
EURO35,1109% 0.17
STERLIN40,8867% -0.04
FRANG35,4775% 0.19
ALTIN2.504,99% 0,17
BITCOIN66.292,56-1.032
reklam

ÇANKIRI KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMA DERNEĞİ TEMŞÜT (SAHUR) GELENEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR

Yayınlanma Tarihi : Google News
ÇANKIRI KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMA DERNEĞİ TEMŞÜT (SAHUR) GELENEĞİNİ SÜRDÜRÜYOR
reklam

Çankırı Kültürünü Yaşatma Derneği, Çankırımızın unutulmaya yüz tutmuş alışkanlıklarını, geleneklerini, göreneklerini yaşatmaya ve yeni nesillere aktarmaya devam ediyor. Dün gece düzenlenen programda gerçek adı TEMCİD, halk dilinde ise TEMŞÜT olarak bilinen bir geleneğimiz canlandırılmaya çalışıldı. Dernek başkanı Serpil Özkan açılış konuşmasında geceye katılan misafirlere, “Sevgili misafirlerimiz programımıza hoşgeldiniz. Bu gece de sizlerle temşüt geleneğimizi yaşamak istiyoruz.” diye seslendi.

Ramazan eğlencelerinin çok çeşitli ve renkli olduğunu, fakat bu yıl deprem dolayısıyla eğlenceli bir program yapmanın uygun olmadığını düşündüklerini söyleyen Özkan, Ramazanlarımızı dost sohbeti şeklinde anlatarak hoş bir gece geçirmek istediklerini vurguladı.

Dernek Başkanı Serpil Özkan konuşmasına şöyle devam etti:

“Temcid, imsak vaktinden önce minarelerde okunan gazel, mersiye, ilahilerdir ve maalesef bu geleneğimiz de kaybolmak üzere. Çankırı ağzında temşüt haline gelmiş. Çocukluğumuzda “Biz temşüte kalktık.” sözleri ile büyütüldük. Bugün benim konuşmamdan ziyade sizlerin bu proğrama katkıları çok önemli. Gelecek nesillere aktarabilmek için yapacağımız yazılı kaynaklarda elimizde veri oluşacak.”

Programa Şabanözü ilçemizden katılan emekli öğretmen Nazmiye Küçükertan, Şabanözü’nün sosyal hayatını anlattı. Çankırı Kültürünü Yaşatma Derneği’nin ilçelerimiz ve köylerimizle birlikte kültüre hizmete talip olmalarının çok memnuniyet verici olduğundan bahseden Küçükertan’ın ardından söz alan Pakize Salman Çankırı’dan Kabacalar ailesinden olduğunu çocukluğundaki Ramazanları, Pirinç Pazarını, sebze halini, arastaya özlemini şimdiki haline duyduğu üzüntüsünü dile getirdi.

Çocukluğundaki gençliğindeki Ramazanları, Ramazan davetlerini gece yenen ekmekleri, davetlerde yapılan takım yemeğini ve anılarını anlatan Nuray Küçükbabuccu, misafirlere o günleri adeta yeniden yaşattı. O günlere duyduğu özlemi dile getiren Bekir Özkan, çocukluğundaki Ramazanları, babasının hafız olduğu için küçük yaşta başladığı orucu ve oruca saygıyı, Ramazan’da dışarıda yemek yenilmeyeceğinin kulaklarına küpe olduğunu, Ramazan tırnaklılarını, girilen kuyruğu, gece yenen oklaa ekmeği ile kızılcık ekşisini ve annelerimizin hiçbir şeyi israf etmeden bayatlayan pidelerden çullama yaptığını, iftardan sonra Mühlüz Tepesi’nde satılan ehlibilürü misafirlere anlattı.

Öğretmen Selahattin Kaya, “Bekir Bey’in anlattıkları hep yaşadığımız şeyler biz bu kültürle büyüdük bu kültürle yaşadık gençlere aktarılmasında çabalayan derneğimize hepimizin katkıda bulunmalıyız.” dedi. Kaya, gece sahurda yenilen oklaa ekmeği ve gözlemeden, içilen kızılcık ekşisi ve üzüm hoşafına, ezilerek yapılan pestile kadar eski Ramazan alışkanlıklarını anlattı. Kaya, konuşmasının sonunda “Derneğimizin ne ikram edeceğini bekliyorum.” diyerek Dernek yönetimiyle şakalaştı.

Dernek Başkanı Serpil Özkan ise “Kadın gözüyle anlatayım Ramazanları.” diyerek büyüklerin Ramazanı evleri temizleyerek karşıladığını, kapların kalaylandığını, erzakların hazırlığından, tarhana çorbamızın içine katılan kıymanın sızgıçın lezzetini, kendi ekmek yapma deneyiminden, çocuklara tutturulan tekne oruçlarından ve ilk orucunu tutanlara verilen hediyelerden, kendi çocukluğunun Yeni Cami taraflarında geçtiğinden, Jet İmam Hakkı Hocanın kıldırdığı teravih namazlarından bahsetti.

Programa katılan gençler, Nejdet Tunçkafa’nın giydirdiği yöresel kıyafetlerle davul çalıp mani söyleyerek salonu turladılar. Gençler;

Besmeleyle çıktık yola
Selam verdik sağa sola
A devletlüm benim beğim
Ramazan mübarek ola

İşte geldim kapunuza
Selam verdim kamunuza
A devletlü benim beğim
Bahşişimi gönder bize     diyerek dernek başkanı Serpil Özkan’dan bahşişlerini ve ekmeklerini aldılar.

Nejdet Tunçkafa, gençlerin giydiği kıyafetlerin özelliklerinden bahsetti. Yöresel kıyafetleri sadece yarenlerin giydiği zannedildiğini, aslında bu kıyafetlerin halk kıyafeti olduğunu özellikle üstüne basarak anlattı ve misafirlere “Sizlerin de sandığınızda çürümeye yön tutmuş yöresel kıyafetleri değerlendirmenizi rica ediyoruz. Sandıkların bohçaların açılması kültüre hizmet için bunların evveliyatının bilgisinin paylaşılması çok önemli.” sözleriyle eski tarihi eşyaların kültürümüzü gelecek nesillere anlatabilmemiz için öneminden bahsetti. “Sizlerin belki basit gördüğünüz bir bilgi kırıntısı bizleri çok büyük yerlere götürecek. Zaten dernek olarak sloganımız geçmişin kırıntılarıyla geleceği inşa etmek.” diyen Tunçkafa, “Hepimiz elimizi taşın altına koyup Çankırı kültürünü gelecek nesillere aktarmak için çabalamalıyız.” sözleriyle derneğin kuruluş amacını anlatmış oldu.

Derneğin genç bayanları misafirlerin rahat etmeleri için çaba sarfettiler, Çankırı geleneğindeki misafire gösterilen özeni yansıttılar. Açık büfe ve masalara gelen gözleme, otlu ekmek, oklava ekmeği, üzüm hoşafı ile yenen sahur yemeğinin ardından derneğin genç bayanları dernek üyesi Ali Bülent Dereli’nin hazırladığı Çankırı’nın objelerini yansıtan magnetleri diş kirası hediyesi olarak misafirlere dağıttılar.

Yemek sonrasında söz alan gençlerimizden Melis Gökmen: “Biz bu anlattığınız geleneklerin çoğunu bilmiyoruz. Bugün bunları hem öğrendik, hem yaşadık. Bize bu duyguyu yaşattığınız için siz büyüklerime çok teşekkür ediyorum, bu derneği kurduğu için Serpil Teyzeme de çok teşekkür ediyorum.” dedi .

Gece, misafirlerin tekrarının olması temennisiyle sona erdi.

 

reklam

YORUM YAP