PANİK YOK! TEDBİR VAR! KORONAFOBİ’ YE DİKKAT!

Çankırı Özel Karatekin Hastanesi Uzm. Klinik Psk. Kevser TARAKCI virüse karşı tedbir alırken ruh sağlığını korumanın yollarını anlattı.

Koronavirüs, insanlarda büyük panik oluşturdu. Son zamanlarda iletişim kanallarında yayılan asılsız ve paniğe yol açaçak görüntü ve paylaşımların dikkate alınmaması  bu durumlarda yetkililerce yapılan resmi açıklamaları dikkat edilmesi ve tedbirlere uyulması büyük önem taşımaktadır.

Uzm. Klinik Psk. TARAKCI; “Koronavirüsün faklı ülkelere bulaşma haberlerini endişe ile izlerken, bu virüsün Türkiye’de de görülmesi kaygıyı katbekat arttırdı. Ülkemizde kısa süre içerisinde, vaka ve virüse bağlı ölüm sayılarının çoğalmasıyla; korkularda artmaya başladı. Birçoğumuz virüsün kendimize ve sevdiklerimize bulaşmasından korkuyoruz. Özellikle kaygılı ve evhamlı insanlar bu durumda daha fazla korku ve panik yaşıyorlar.

Olanlar bizim kontrolümüzde değil ve olacaklar hakkında sağlam öngörülerde bulunamıyoruz. Bunun sonucunda kaygı ve korku yaşıyoruz. Aslında, insanların böyle belirsiz ve bilinmeyen durumlar karşısında kaygı tepkileri göstermeleri son derece normal ve sağlıklı. Korku ve kaygı bizim dikkatimizi tehlikeli olana yönlendirmemizi sağlar. Böylelikle bu sıkıntı karşısında kendimizi daha iyi koruyabiliriz, yani virüse karşı önlemler alabiliriz. Ancak virüse dair korkular, bizim günlük hayatımızdaki işlevselliği bozduğu takdirde bu korku seviyesinin aşağı çekilmesi gerekir. Hem bedenimizi hem de ruh sağlığımızı virüsten koruyabilmek için bu süreci sağlıklı bir şekilde yönetmemiz gerekir.

Bu süreçte belirsizliğin verdiği kaygıyla baş edebilmek için virüsle ilgili yeni bilgiler edinmeye çalışıyoruz. Sürekli televizyon, sosyal medya ve çeşitli internet sitelerinde virüsle ilgili haberleri takip etme ihtiyacı hissediyoruz. Ancak sık sık haberlere bakmak ve bir şeyleri kontrol etme isteği bizde daha çok kaygı uyandırıyor. Ayrıca, bazen yararlandığımız kaynaklar yanıltıcı ve hatalı bilgiler verebiliyor. Bunun yerine bilgi alacağımız kaynakları kısıtlamalı ve bilgi almak için Sağlık Bakanlığı ve Tıp Doktorları gibi güvenilir olanları seçmeliyiz.

Gündemimizin, sürekli salgın, virüs ve ölüm gibi konular olması bizi daha çok korku ve endişeye sürüklemektedir. Bunun yerine, gündelik konuşmalarımızda virüsle ilgili konuları azaltmak ve virüsle ilgili önlemlerimizi aldıktan sonra, dikkatimizi rutin aktivitelerimize vermek yaşadığımız endişenin hafiflemesini sağlar.

Mecbur kalmadıkça evden çıkmayıp , evde de yapılabilecek zevkli aktiviteler bulunabilir. Uzun zamandır ertelediğiniz işleriniz için bir fırsat olabilir. Kitap okuma, film izleme ya da aile üyeleriyle oyunlar oynama gibi aktiviteleri gerçekleştirmek bu süreci biraz daha kolay atlatmamızı sağlar.

Sağlık bakanlığı ve tıp doktorları el yıkama, tokalaşmaktan ve yakın temasta bulunmaktan kaçınma ve olabildiğince sosyal ortamlara çıkmamama gibi önlemler almamız gerektiğini söylemektedir. Bu önlemeleri almak bizde kaygı oluşturmamalı aksine virüsten kendimizi koruyor olmanın güven ve emniyetini bize hatırlatmalı.

Ya virüs bana da bulaşırsa?, Ya aileme bir şey olursa? Ya her şey daha kötüye giderse gibi sık sık beynimize gelen düşünceler, bizi bir kaygı sarmalına düşürür. Bu düşüncelerin içinde boğulmak yerine ‘’korunmak için yapmam gerekenleri yapıyor muyum?, eğer yapıyorsam süreci daha sağlıklı atlatabilirim.’’ yada ‘’yapılması gereken başka neler var?’’ gibi düşüncelerle kendimize ve diğerlerine daha iyi yardımcı olabiliriz.” dedi.

Her bir vatandaşın üzerine düşen görevi yaptığı, olabildiğince kalabalıktan uzak kalarak, zorunlu olmadığı sürece evden çıkmadan  kısa sürede bu durumun atlatılacağına inanıyor, sağlıklı günler diliyoruz.