17° Parçalı bulutlu
  • EURO
  • DOLAR

PANDEMİ SÜRECİ VE ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞ SANAYİCİMİZİ NASIL ETKİLEDİ

Geçtiğimiz yıl tüm dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs salgını her kesimde her sektörde olduğu gibi sanayi ve üretim sektöründe de kapanmayacak yaralar açtı. Uzun süre kapalı kalan işletmelerden bir kısmı kapısına kilit vururken bir kısmı da çareyi personel azaltmakta buldu. Bu da bizlere enflasyon ve geçim sıkıntısı olarak yansıdı. Peki bu süreçte üreticimiz ve sanayicimiz neler […]
Çankırı - 3 Ocak 2021 14:59 A A

Geçtiğimiz yıl tüm dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs salgını her kesimde her sektörde olduğu gibi sanayi ve üretim sektöründe de kapanmayacak yaralar açtı. Uzun süre kapalı kalan işletmelerden bir kısmı kapısına kilit vururken bir kısmı da çareyi personel azaltmakta buldu. Bu da bizlere enflasyon ve geçim sıkıntısı olarak yansıdı. Peki bu süreçte üreticimiz ve sanayicimiz neler yaşadı? Sanayici ve üreticilerimizin kapılarını çaldık, kendilerine bu soruyu sorduk. Aldığımız cevapları da derleyip sizlerle paylaştık.

Sorumuz “Pandemi Süreci ve Asgari Ücretteki Artış Sanayicimizi Nasıl Etkiledi?” ve işte aldığımız cevaplar:

Öncelikle bu konuyu işçi açısından değerlendirecek olursak; ev kiralarının 800 – 1.000 liralarda seyrettiği şu günlerde bu asgari ücretle geçinmenin zor olduğunun hepimiz bilincindeyiz. Bu pahalılıkta 2.800 lirayla geçinene Allah sabır versin. Bırakın başka şeyleri TÜİK’in verileri bile bu maaşla yaşanamayacağının kanıtıdır ki TÜİK bir kamu kurumudur.

Asgari ücretin artmasının işverene maliyeti oldukça fazlalaştı, işverenin yükü daha da arttı. Bunun yanında asgari ücretin artmasıyla birlikte imalat giderleri de çoğaldı, hammadde zaten aldı başını gidiyor. İşverenin üzerindeki vergi ve sigorta yükü de oldukça fazla, asgari ücretteki 500 liralık artışın işverene yansıması 750-800 lira civarında oluyor. Bu da sanayicinin ve üreticinin rekabet gücünü zayıflatıyor çünkü üretici de sanayici de maliyetteki bu artışını satış fiyatlarına yansıtmak zorunda yoksa sonu iflas olur.

Burada devletimizin yapması gereken üretici ve sanayicinin hem vergi hem de sigorta yükünün azaltılmasıdır, bunu bir şekilde yapıyor ama yetersiz. Bazı firmalara sigorta prim desteği, düşük faizli kredi desteği, Çankırı bölgesinde vergi indirimi gibi avantajlar sunuyor ama yetersiz. Pandemi döneminde zaten üretimimiz düştü, işgücü kaybımız illaki oluyor, hasta ya da temaslı olan personelimiz iki hafta evinde karantinada oluyor, hatta bazen daha uzun süreler hastanede tedavi altında kalabiliyor. Hastalık hepimizin başına gelebilir, Allah kimseye göstermesin böyle hastalığı, buradan tek dileğimiz Allah’ın izniyle bir an önce bu koronavirüs salgınının sona ermesi ve eski sağlıklı huzurlu günlerimize geri dönebilmektir.

Yeni yıldan ümitliyiz ama bu şartlarda en büyük etken ara eleman bulamamak, örneğin vasıflı bir kaynakçı, tornacı ya da elektrikçi bulamıyoruz. İşkur’a müracaat ediyoruz ama oradan da olumsuz cevap alıyoruz çünkü herkes şimdi kolay işe gidiyor. Bu yüzden Çankırı’da eleman sıkıntısı çok fazla, lastik ve akü fabrikaları gibi büyük fabrikaların açılması da bu sıkıntıyı arttırdı, kalifiye eleman bulamıyoruz. Bugün Çankırı’da işsizlik yok iş beğenmeme var, bu yüzden de sanayicimiz üreticimiz sıkıntılı durumda.

Konuya bir de enflasyon açısından bakacak olursak asgari ücretin artması en başından en sonuna kadar enflasyonu etkiliyor şöyle ki; hammadde topraktan çıkarılıyor bu hammaddeyi çıkaran şirket maliyetleri arttığı için hammadde satış fiyatlarını arttıracak. Hammaddeyi alıp işleyen fabrika hem hammadde fiyatı hem de işçilik maliyetleri artacağı için bunu satış fiyatına yansıtacak. Ürün buradan toptancıya gelecek toptancı da geliş fiyatı artan ürünün satış fiyatını arttırıp öyle satacak. Perakende satış yapan mağaza da bu ürünü vatandaşa satarken bütün bu zamlardan maliyet olarak etkileneceği için bunu satış fiyatlarına yansıtacak.

Tabi bu ürün birdenbire bu kadar fiyat artışından sonra eskisi kadar satılmayacak, hammadde üreten de ürünü üreten de, toptancısı da perakendecisi de eskisi kadar para kazanamayacak ve bu da merdiven altı denetlenmeden üretim yapanların işine yarayacak. Yani burada zincirleme bir fiyat artışı olacak ve bundan merdiven altı üretim yapan, sigortasız işçi çalıştıran, vergi-ssk-bağkur primi vermeyen yasadışı kişi ve kuruluşlar kazanacak. Hem devlet hem üretici hem esnaf hem de halkımız kaybeden taraf olacak.

Bunun çaresi de var aslında, yıllardır konuşulan ama bir türlü uygulamaya konulamayan “asgari ücretten vergi alınmasın” teklifimiz devletimiz tarafından uygulamaya konulursa eğer tüm bu zararlar ortadan kalkacak, merdiven altı denetimsiz üretimlerin önü kesilmiş olacak, sigortasız işçi çalıştırılmasına engel olunacak ve hem devletimiz hem de vatandaşlarımız bu işten kârlı çıkacak.

Devletimizin “Türkiye’deki işçilik ve imalat maliyetlerinin düşürülerek Türkiye’yi bölgenin Çin’i haline getirmek” gibi bir projesi vardı ama bu şartlar altında bu da pek mümkün gibi görünmüyor. Asgari ücretten alınan verginin kaldırılmasıyla hem bu projenin gerçekleşmesi, hem de memleketimizde hayat pahalılığının önüne geçilerek ve vatandaşımızın daha rahat, daha huzurlu, daha kaliteli bir hayat sürmesi sağlanmış olur.

Çankırı - 14:59 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.