Kapalı
  • EURO
  • DOLAR

İYİ PARTİ İL BAŞKANI AYDIN AKBAŞ’LA ÇANKIRI’YI KONUŞTUK

www.olay18.com haber sitemizin bugünkü konuğu İyi Parti Çankırı İl Başkanı Aydın Akbaş. Kendisiyle Çankırı’nın sorunları hakkında biraz sohbet ettik. Akbaş, bizlere bu konudaki görüşlerini, Çankırı’da olması ve olmaması gerekenler hakkındaki düşüncelerini açık ve net bir şekilde anlattı. Olay 18 : Başkanım öncelikle Çankırı’mızın 4 yıldır çözülemeyen bir hastane sorunu var. 4 yıl önce 500 yataklı bir […]
Çankırı - 2 Kasım 2020 14:25 A A

www.olay18.com haber sitemizin bugünkü konuğu İyi Parti Çankırı İl Başkanı Aydın Akbaş. Kendisiyle Çankırı’nın sorunları hakkında biraz sohbet ettik. Akbaş, bizlere bu konudaki görüşlerini, Çankırı’da olması ve olmaması gerekenler hakkındaki düşüncelerini açık ve net bir şekilde anlattı.

Olay 18 : Başkanım öncelikle Çankırı’mızın 4 yıldır çözülemeyen bir hastane sorunu var. 4 yıl önce 500 yataklı bir hastane sözü verilmiş, 2 yıl kadar önce bu hastane için belli bir ödenek gelmiş ama geri gitmiş gibi söylentiler var. Bu konu hakkındaki görüş ve düşünceleriniz nelerdir?

A.Akbaş: Çankırı için hastane büyük bir sorun. Öncelikle bu pandemi döneminde yaşanan süreçlere baktığımız zaman hastanelerin önemi bir kat daha ortaya çıkıyor. Hastane sorunundan ziyade doktor sorununu, cerrah sorununu, tıbbi cihaz sorununu da öncelikle çözmek gerekiyor. Hastane büyük sorun ama yaptığın hastaneye doktorunu cerrahını koyamazsan sorunu çözmüş olmazsın. Kalp krizi geçiren bir hastaya müdahale edemezsen hasta Ankara yolunda ölür. Bu yüzden 500 yataklı yeni bir hastane Çankırı’mız için şart ama içinde bütün branşlarda hekimlerin cerrahların olduğu ve tam donanımlı modern cihazların bulunduğu bir hastane şart, yoksa sadece bina yapmakla bu iş bitmiyor.

Bu şehrin ufku açılacaksa yeni hastanenin kimsenin rantına göre değil halkın rahatlıkla ulaşabileceği bir yere yapılması lazım. Çankırı’da farklı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek ortak akılla bir yer belirlemeli. Daha önce hastane için ödeneğin geldiği ancak uygun yer bulunamadığı için geri gittiği söyleniyor. Neden yer tespit edilemedi, ödenek neden geri gitti bunlar birer muamma. Bana kalırsa yeni hastane için Ankara yolu değil de Yapraklı yolu ya da 40 Evler civarı daha uygun olur.

Geçmiş dönemleri de gördük ama Çankırı’mızda maalesef aynı siyasi partinin vekilleri yanyana gelip ortak noktada buluşamıyor. Çevre illere baktığımızda Kastamonu olsun, Karabük olsun, Çorum olsun toplumsal bir durum olduğu zaman farklı partilerden de olsa hepsi bir araya gelip kendi illerinin menfaati için kararlar alabiliyorlar. Maalesef Çankırı’da biz ne sivil toplum kuruluşlarını ne de aynı partinin milletvekillerini yanyana getiremiyoruz. Bunun için öncelikle istişare kültürünün gelişmesi lazım. Hepimiz bu memleketin çalışanıyız üreteniyiz. O zaman bizim oturup Çankırı’nın sorunlarını görüşüp konuşabilmemiz, bir ortak noktada buluşabilmemiz lazım. İktidarda olanlar her yaptıklarını çok iyi zannedebilirler, ama biraz da muhalefetin ve STK’ların önerilerini dikkate almalarında da fayda var.

Olay 18 : Peki başkanım Çankırı’nın bir de imar sorunu var mıdır sizce?

A.Akbaş: Çankırı’nın asıl sorunlarından biri de imar sorunudur. 1950’de yapılan bir imar planıyla yıllardır yamalı bohça gibi devam ediyor. Şehirler meydanlarıyla anılır, ancak Çankırı’mızın bir şehir meydanı yok. Bayram etkinliği ya da bir siyasi partinin yapacağı etkinliklerde yollar kapatılıyor, vatandaşlar mağdur ediliyor. Yıllardır birçok sözler verildiği halde maalesef yapılmıyor. Valilik civarının bunun için uygun olduğunu düşünüyoruz., insanlar biraz kafa yorup bu işi de başarabilirler aslında.

Uzunyol’da bazı evlerin dışı restore ediliyor ama burada da vatandaş mağdur ediliyor çünkü içinde insan yaşamayan evler de restore ediliyor. Sadece dış cephesine tadilat yapılıyor ama içleri aynı duruyor. Bunlar tarihi değil eski evler ve çoğunun içlerinde yaşayan kimse yok. Masraf edilecek madem içleri de yapılsın göstermelik değil kalıcı olsun, turist gelirse içini de görebilsin. Kalealtı ve Sarıbaba tarafına doğru olan evler de sahiplerinin izniyle yıkılıp yeni yerleşim yerleri açılıyor. Uzunyol’daki bu evler de restorasyon yerine yıkılıp yeni yerleşim yerleri açılabilir. Fatih mahallesinden İmarete gelen yolun çift şerit olarak ulaşıma açılması ve çevresinin de imara açılması buradaki yapılaşmayı geliştirecek ve buralardaki dükkanlara değer kazandıracaktır. Aynı zamanda Çankırı merkezinin aşağı tarafa kaymasını engelleyecek ve bu bölgenin de canlanmasını ve değer kazanmasını sağlayacaktır. Buralarda ciddi bir yapılaşmaya gidilirse hem Çankırı yukarıya doğru büyümüş hem de o civardaki evlerin ve dükkanların değerleri artmış olacaktır, devlet bunu kentsel dönüşüm projesiyle gerçekleştirebilir.

Kentsel dönüşüm devlet garantisinde ve kontrolünde olmalıdır. İlimizde boşaltılıp yıkılan bir apartmanın müteahhidi kaçmış daire sahiplerini mağdur etmiştir, vatandaş bu tür kaçak müteahhitlerin eline bırakılmamalıdır. Bu apartmanı hiçbir müteahhit yapmak istemiyor, neden çünkü kat verilmiyor, vatandaşlardan 90-100 bin Lira fark isteniyor. Bu vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için bu apartman için diğerleri gibi 10-12 kat verilebilir. Böylece hem müteahhit hem de vatandaşlar zarar etmemiş olacak her iki taraf ta durumdan memnun kalacaktır.

Olay 18 : Başkanım sizce erken seçim olmalı mı? Neden?

A.Akbaş:  Erken seçim şartları Türkiye’de var mı? Var. Başkanlık sistemi geliyor dediler, bu sistemde altın ve döviz düşecek, insanların yaşam standartları yükselecek dediler. Ama maalesef gelinen noktada insanların yaşam standartları düştü, altın döviz aldı başını gitti, enflasyon açıklananın çok çok üzerinde. TÜİK ya da Merkez Bankası gerçek enflasyonu açıklamaya kalksa ertesi gün tüm yönetimi değiştiriliyor. Hükümet enflasyonu bile kendisi belirliyor. Bence yeni bir Siyasi Partiler Kanunu, yeni bir Anayasa, yeni ve güçlendirilmiş bir Parlamenter Sistem inşa edilerek yolumuzda daha kararlı bir şekilde yürümemiz lazım. Bunun için de erken seçim olmalıdır diyoruz.

Olay 18 : Esnafın sorunlarına da değinelim mi biraz Başkanım?

A.Akbaş: Pandemiyle birlikte yaşadığımız kriz döneminde, esnaf kirasını ödeyemez hale geldi. Hele ki bir de ikinci dalga gelmesi durumunda bizi nelerin beklediğini tahmin bile edemiyoruz. Bu süreçte 240 milyar dolar ödenek geldiği söyleniyor, bu para mağdur halka veya esnafa gitmiyor, büyük iş adamlarına gidiyor. Esnafa faizsiz kredi dediklerine bakmayın faizsiz hiç bir kuruş vermediler. Bir de pandemi sürecinden en fazla mağdur olan kesim kıraathanecilerdir, lokantalar AVM’ler açık ama kıraathaneciler oyun yasak olduğu için iflasın eşiğindeler. Onların da yasakları bir an önce koronavirüs tedbirlerine uygun bir şekilde kaldırılmalı, kıraathaneci esnafımızın borçlarını ödemesi, evine ekmek götürmesi sağlanmalıdır.

Olay 18 : Sizin gördüğünüz başka hangi sorunlar var Başkanım Çankırı ve Türkiye genelini ilgilendiren?

A.Akbaş: Çankırı’mızın en büyük sorunlarından birisi de işsizlik ve kadro sorunu. 81 ile üniversite açmakla iş bitmiyor, bu üniversitelerden mezun olan gençlerimize kendi alanlarında iş sahaları açarak bütün mezun gençlerimizin işe yerleştirilmesi gereklidir. Anne-baba dişinden tırnağından artırıp çocuğunu üniversiteye hazırlıyor, okutuyor. Gençlerimizin hayatlarının en verimli çağlarını üniversitelerde geçiriyor, onca masraf ediliyor onca emek harcanıyor. Gençlerimiz üniversiteyi binbir zorlukla sıkıntıyla bitiriyor. Sonuç yüzlerce binlerce üniversite mezunu işsizimiz oluyor. Bu soruna ivedilikle bir çare bulunması şart yoksa bir mühendis kendi alanında iş bulamayınca mecburen hizmet sektöründe asgari ücrete mahkûm bir işçi olarak çalışmak zorunda kalabiliyor.

Bir süre önce bu iktidar dedi ki geçicilere kadro verilecek. Ben de MKE’de hem geçici hem de kadrolu olarak çalıştım. Bu geçicilere verilen kadro sözde kadro, aynı işi yapanlar arasında müthiş adaletsizlik var. Kadro verilecekse tüm haklarıyla birlikte verilmelidir, buna maaş ve tüm sosyal haklar da dahil edilmelidir. Aynı yerde aynı işi yapan tüm çalışanlar aynı maaşı almalı, kimseye eşitsizlik yapılmamalıdır. Şu da unutulmamalıdır ki “Devlet vatandaşları arasında ayrım yapmaz.

Memleketin en büyük sorunu adalet, eğer bu memlekette adaleti tesis edemezsek herkes kendi adaletini kendi sağlamaya çalışırsa ne ekonomi düzelir, ne de dış yatırım gelir. Yatırımcı güven ortamına gelir, Fetö’yü insanların üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallayıp şirketleri tehdit edersek hakettiğimiz yatırımı alamayız. Bir şirkette bir sürü çalışan var ama birkaç tane de Fetöcü var diye şirkete kayyum atanıyor. Bu çok yanlıştır, şirketin tümünün yerine sadece Fetöcü çalışanların hisselerine kayyum atanırsa suçsuz insanların hakkı yenilmemiş olur. Atanan kayyumların çoğu şirketlerin işleyişini bilmedikleri için bir süre sonra şirketler batıyor, bir çok çalışan işsiz kalıyor, masum insanların dişinden tırnağından arttırarak yaptıkları birikimleri de böylece heba oluyor.

18 yılda Cumhuriyetin bütün kazanımları hep yabancı sermayenin eline geçti. Sayın Milletvekilimiz Çankırı’ya özel bir bankanın şubesini açmakla övünüyordu, bu memlekette yeterince banka şubesi zaten var. Bankaların % 72’si yabancı sermayenin eline geçmiş durumda. Sayın Cumhurbaşkanımız maaşallah vurduğu yerden ses getiriyor. Ben de sayın Cumhurbaşkanımızdan bir de bankacıların masasına vurup “Bu ülkede % 10-12 enflasyon var, siz birleşik faizle % 30-35 kâr edemezsiniz, bu faizlerinizi düşürün” demesini beklerdim. Avrupa’ya baktığımızda vergi rekortmenlerinin üretici firmalar, büyük şirketler olduğunu görüyoruz. Ama maalesef Türkiye’de vergi rekortmenleri hep bankalar ve bu bankaların tamamına yakını da yabancı sermaye.

Olay 18 : Başkanım sizce Çankırı’nın acilen çözülmesi gereken sorunları nelerdir?

A.Akbaş: Çankırı’mızın acilen çözülmesi gereken birçok sorunu var aslında. Hastane sorununu, imar sorununu, kadro sorununu konuşmuştuk. Ancak Çankırı’mızın en az onlar kadar önemli bir sorunu da tarım ve hayvancılık sorunudur.

Öncelikle Çankırı’da tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi gereklidir, köyler boşalıyor, tarım ve hayvancılık tamamen bitiyor, nüfusumuz gittikçe dış göç yüzünden azalıyor. Benim köyümde 18 hane varken bugün 4 hane var, 5-6 tane hayvan sürüsü varken bugün hiç yok. Yani hayvancılığımız bitmiş, tarımdaki girdiler o kadar pahalılaşmış ki vatandaş tarlasını ekmeye korkar hale gelmiş. Tarlalarımız bölüne bölüne küçülmüş ya da çok hisseli durumda vatandaş gelip ekmiyor, büyük tarlası olanlar acaba ürünüm seneye para eder mi korkusuyla ekiyor. Tarım ve hayvancılıkta izlenen politikalar yanlış ve bir an önce değiştirilmesi gerekiyor. Ben Tarım Bakanı olsam bir kere en önce toprak reformuyla işe başlardım. Öncelikle küçülen tarım arazilerini birleştirip kurulacak olan kooperatiflerce bütünce ekilip biçilmesini sağlardım. Bu şekilde hem daha rahat ekilir hem de ürünler daha rahat satılır ve daha çok para eder. Desteklemelerin de ekilen değil de toplanan ürüne göre yapılması gerekiyor. Ekilecek bitkiler yapılacak olan toprak analizine göre yapılmalıdır ki bu sayede çok daha fazla verim ve tabi kazanç olur.

      Konya Ovası kadar olan Hollanda tarımda dünya rekoru kırarken bizim o kadar tarım arazilerimiz varken biz Hollanda’nın yarısı kadar olamamışız, sanayiye dayalı bir tarım geliştirememişiz. Bunun yanında da kendi çiftçimize pahalı mazot, pahalı tohum, pahalı gübre satıp ta ithal tarım ürünlerinden vergi alınmaması da yerli tarımımızı baltalamaktadır. Bunun sonunda çiftçi zarar edeceğini bile bile toprağını ekmeyecek, bizim yerli tarımımız da her geçen gün daha azalacak ve tarım ülkesi iken tarımda dışarıya muhtaç hale geleceğiz ki bunu hiç birimizin istemeyeceğine eminim. Ayran içiyoruz ama inek Holstein, yem dışardan, saman dışardan, bu ayranın nesi yerli onu da bilemiyoruz. İthalatın değil de yerli üretimin teşvik edilmesi, yerli tohumun, yerli hayvan ırklarının teşvik edilmesi hem fiyatlarda ucuzlamayı hem de tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın evlerine daha fazla ekmek götürmelerini sağlayacaktır.

      Pancar şekeri yiyemez olduk, kamış şekerine mahkûm edildik ki bu da hiç sağlıklı değil. Pancar üreticisinin önünü açan ve gerekli desteği veren, ürününün satışını kolaylaştıran bir sistem inşa edilmesi gerekirken şeker pancarına kota koyan, glikoz şurubunu teşvik eden, mevcut şeker fabrikalarını satan bir sistemle karşı karşıyayız. Pancar, Çankırı’nın en önemli tarım bitkilerinden birisi iken şimdi getirilen kotalarla üretimi azaltılmış, Şeker Fabrikaları’nın satılmasıyla da pazar sorunu oluşmuş ve sonuç olarak üretimi durmak üzere olan bir bitkidir. Peki neden böyle oldu, pancar üretimi neden bitirildi, Şeker Fabrikaları neden satıldı kapatıldı, bunu da sayın yetkililere sormak istiyorum…

Olay 18 : Sayın Başkanım bu güzel sohbetinizden dolayı size teşekkürler ediyorum. Bir dahaki sefere daha farklı konularla görüşmek üzere…

A.Akbaş: Çankırı’mızın sorunları elbette bunlardan ibaret değil daha konuşulması ve çözülmesi gereken birçok sorunlar sıkıntılar var. Tabi hepsini birden konuşmak için zaman yetmez, bir dahaki sefere daha farklı konularla görüşürüz inşallah. İlginiz ve samimiyetinizden dolayı ben teşekkür ederim. Buradan tüm halkımıza selamlarımı ve saygılarımı sunuyorum.

 

Çankırı - 14:25 A A
BENZER HABERLER