ERCAN IRMAK: “İLK GÖZ AĞRIMIZ MKE KAPATILAMAZ”

Çankırı’lı hemşerimiz Ercan Irmak’la röportajlarımız devam ediyor. Çankırı’da yapılanlar, yapılması gerekenler, yapılmayanlar, yapılmaması gerekenler konusunda uzun uzun konuştuk. Bir de Çankırı’ya yatırım beklerken elimizdeki MKE Silah Fabrikası’nın bugüne kadar nasıl nasıl küçüldüğünü ve bundan sonra ne hale geleceğini konuştuk.
Olay 18 : Ercan bey Çankırı’mızın ağır sanayi öncülerinden MKE Silah Fabrikası’nda da bazı sıkıntılar var. Bazı tezgâhların başka illerdeki fabrikalara gönderileceği söyleniyor. Bu da bu fabrikanın küçültülerek zamanla kapatılacağı söylentilerine yol açıyor. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
E.Irmak: MKE Çankırı Silah Fabrikası 1986 yılında açılan bizim ilk göz ağrımız, Çankırı olarak bizim onurumuz şerefimizdir. O fabrikanın gitmesi Çankırı’ya çok büyük zarar verir. Ancak fabrikayı kapatmayı bir yana bırakın bizim burayı bir an önce büyütmemiz lazım. Gerekirse gidip Sayın Cumhurbaşkanımızla, Sayın Bakanlarımızla ya da Sayın Genel Müdürümüzle görüşüp fabrika daha işlevsel hale getirilmeli, siparişleri çoğaltılmalı ve fabrikanın kapatılması ya da küçültülmesi bir şekilde engellenmelidir.
Fabrikayı büyütmek için bir an önce Endüstri Meslek Lisesi ve Üniversitemiz Silah Fabrikamız ile entegre olmalı, eğitim ve teknoloji ile donatılmalı , silah fabrikasında yetişecek öğrencilere de istihdam sağlamalıdır. Bu şekilde hem eğitim görecek öğrencileri ilimizde tutarız aynı zamanda da göçü önleriz. Üniversitemizin bu konuya yoğunlaşması gerekir. Bizim kendi evladımız çok bey efendi, dürüst çalışkan aynı zamanda işin ehli mühendis Rektör Yardımcımız Murat bey var icra kurulunun başına geçirilip bu proje ona emanet edilmelidir.
Ayrıca Fabrikanın büyümesi için gerekli bina var, tezgâhlarımız makinalarımız var. Elimizdeki fabrikamızı büyütmek dururken neden küçültelim ya da kapatalım, bir Kırıkkale kadar olamıyor muyuz? Eğer bir eksiği noksanı varsa işçiden mi kaynaklanıyor, idareciden mi kaynaklanıyor, makinadan mı kaynaklanıyor neden kaynaklanıyorsa bu eksikleri noksanları giderelim. Gerekirse diğer fabrikalardan usta işçiler mühendisler getirip fabrikamızı canlandıralım. Ben bir STK olarak her zaman yanlarındayım ve gereken ne varsa yapmaya hazırım ne istiyorlarsa neye ihtiyaçları varsa…
MKE Silah Fabrikası’nın eski usta işçilerini elinde tutamamasının bir nedeni de maaş dengesizliği. Yılını yaşını dolduran emekli oluyor, niye emekli oluyor, çünkü emekli olduğunda aldığı maaş çalışırken aldığı maaştan daha fazla. Gerçekten kanayan yaralarımızdan birisi de bu, adam üretiyorsa, kazandırıyorsa bunun karşılığını da o adama vermek zorundasınız. Bunun için idareciyle, işçiyle, sendikayla konuşuruz, gerekiyorsa Genel Müdürlüğe gider konuşuruz, bu işler konuşarak çözülür. Ben bunun için Ankara’ya döndüğümde hem sendikayla, hem Genel Müdürlük’le hem de Bakanlık’la irtibata geçip konuyu araştıracağım, MKE Silah Fabrikası hepimizindir ve vatanını milletini seven hiç kimse bu fabrikanın Çankırı’dan gitmesine göz yumamaz.
1986’da ilk açıldığında Çankırı halkı buraya yığıldı, biz öğrenciydik o yıllarda sevincimizden uçarak gittik oraya Silah Fabrikası açılıyor diye. Düne kadar biz burada Obüs topları da dahil bir çok silah ve mühimmat yapıyorduk, ne oldu da bugün buradan tezgâhlar makinalar gidiyor, ya da dedikodusu yapılıyor, o günden bu güne ne değişti? Bu fabrikamızın, bırakın kapanmasını bir tane makinasının gitmesi bile bizi çok üzer. Bir an önce bunun önüne geçilmesi şart olmuştur…
Olay 18 : Peki Ercan bey Çankırı’nın eksiği noksanı neler sizce, Çankırı için neler yapılmalı neler yapılmamalı?
E.Irmak: Çankırı’nın bir sürü eksiği var. Bunlardan birisi de tanıtım, Çankırı’mızın tanıtımını yapamamışız bugüne kadar. Bir ilin ilerlemesini istiyorsanız o ilin tanınırlığını arttırmanız gerekir. Dünyanın en iyi ürününü üretin onu pazarlayamaz tanıtamazsanız bir işe yaramaz. Çankırı’mızı en iyi tanıtacak tuzu var ama piyasada Çankırı tuzundan daha çok İran tuzu Kırşehir tuzu satılıyor. Yapmayın kardeşim satmayın yabancı tuzları ya da satsanız bile Çankırı tuzu diye satmayın. Bu bence çok yanlış bir şey.
Çankırı’nın tanıtımında en önemli ikinci konu Ilgaz. Ilgaz bir dünya markasıdır, Çankırı’ya kurulan üniversitenin adını Ilgaz Üniversitesi koyabilirdik mesela. O zaman öğrenci sayımız 15 bin değil 60 bin olurdu bence.
Çankırı’ya Makas Fabrikası kurulduğunda ümitlendik, hem bir çok insanımız buradan ekmek yiyecek hem de Çankırı üretecek yurdun dört bir yanına satılacak bu makaslar dedik. Sonra VADEMSAŞ kuruldu yine ümitlendik, yabancı sermaye devasa bir yatırımla Çankırı’ya geliyor dedik, Hızlı Tren için gerekli herşey burada üretilecekti ama maalesef bu hayalimiz de gerçekleşmedi. İnsanlar şehirlerini büyütürken bizim şehrimiz neden küçülüyor neden konuşulmuyor bunlar.
Şehrimiz küçüldükçe dışarıya daha çok göç veriyoruz ve bu şehirden giden göç eden her insanda hepimizin vebali var. Bu insanlarımız niye gidiyor bir sorun kendilerine, ekmeğini mi kazanamıyor, çocuğunu mu okutamıyor? Biz bu göçü tersine çeviremediğimiz sürece bir adım ileri gidemeyiz. Göçü nasıl tersine çevireceğiz, insanlara iş vererek, aş vererek çevireceğiz. Bunun için de elimizdeki fabrikaları büyütmemiz yeni yeni fabrikalar kurmamız gerekiyor. Ama biz maalesef elimizdekilere sahip çıkamıyoruz.
Çankırı’da insan gücünü kullanamıyoruz, insanlarımız başka şehirlere gidiyor. İşletme gücünü de kullanamazsak ne kalıyor geriye, sadece beton yığınları. Bir daire olmuş 500 bin lira, Çankırı gibi bir şehirde 500 bin lira bir daire için çok para.
Şöyle üzücü bir durum var, baktığımızda Çankırı Gayrı Safi Milli Hasıla’dan aldığımız payda 81 il içinde 49. sırada yer alıyor. Bu da Lastik Fabrikası’nın gelmesiyle biraz daha artmış hali. İllere baktığımızda en çok buğday üreten illerden birisiyiz, Kızılırmak dışındaki ilçelerde buğday, arpa ve nohut ekimi yapılıyor. Ancak buğdayda diğer illerde dönümde 600 kg ürün alınırken bizde 250-300 kg ürün alınabiliyor, bu da maliyeti karşılamıyor.
Bizim bir an önce geleneksel tarımdan profesyonel tarıma geçmemiz lazım, bunu da Tarım İl Müdürlüğü’nün öncülüğünde yapmamız lazım. Diğer illere baktığımızda 4 mevsim yapılabilen seracılık yaygın durumda, bizim de seracılığı yaygın hale getirmemiz lazım. Biz topraklarımızdan yılda sadece bir defa ürün alabiliyoruz, bu üzücü bir durum. Hububat kaldırıldığında ikinci bir ürün olarak ne ekilebilir bunun analizini yapmamız topraklarımızı daha verimli kullanabilir hale getirmemiz lazım.
Türkiye’de çeltik üretiminin % 12’si bizde Kızılırmak’ta, ama orada da birisi ne ekerse herkes onu ekmeye çalışıyor. Bu da çok yanlış, ürün çeşitliliğini arttırmak lazım. Bunun için de Tarım İl Müdürlüğü gelip toprak analizini yapmalı ve hangi toprakta hangi cins ürün daha verimli yetişir onu halkımıza anlatmalı. Bu konuda Tarım İl Müdürü’müzle konuştum ve kendisinden gerekli sözleri aldım. Toprak analizi burada yapılabiliyor, şayet yapılamazsa ben Ankara’da yaptırırım. Şahıs olarak gelenlere de yaptırırım kurumsal gelenlere de yaptırırım, ben bu sözü veriyorum. Bana ulaşsınlar yeter.
Devam edecek…
