ERCAN IRMAK: “KONUŞAN TOPLUMDAN ZARAR GELMEZ”

Bu haftaki konuğumuz eski İş-Kur İl Müdürü şimdi ise çeşitli bakanlıklarda çeşitli görevler icra eden, Çankırı’nın bağrından yetişmiş, Çankırı hayranı hemşerimiz  Ercan Irmak. Ercan Irmak yaklaşık 20 yıllık bir bürokrat, ancak uzun yıllar Çankırı dışında kalmış olsa da Çankırı’yla sürekli iç içe olmuş bağlarını koparmamış bir bürokrat.

Şimdi isterseniz Ercan Irmak’ı kendi ağzından tanıyalım:

“1969 yılında Kızılırmak Hacılar köyünde doğdum. İlkokulu köyde okudum, ortaokulu Sarıbaba Atatürk Ortaokulu’nda, liseyi Çankırı Endüstri Meslek Lisesi’nde okudum. Üniversite hayatımı İskenderun Meslek Yüksekokulu ve Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde lisans, Karatekin Üniversitesi İşletme bölümünde yüksek lisans yaparak tamamladım. Şimdi de Felsefe alanında doktora yapıyorum. 1993 yılında Milli Savunma Bakanlığı’nda Tekniker olarak göreve başladım. Sonrasında memuriyetten istifa ederek 2000 yılında özel sektörde idareci olarak çalışmaya başladım. Daha sonra milletvekili danışmanı olarak Devlete geri dönüş yaptım,  ardından Çalışma Bakanlığı’nda göreve başladım. 2003 yılında Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcılığı yaptım. Sakarya’dan memleketim Çankırı’ya İşkur Müdürü olarak geldim. Şu anda da çalışma Bakanlığı’nda Daire Başkan Vekili olarak çalışıyorum, aynı zamanda Adalet Bakanlığı’nda Uzlaştırmacı ve Konkordato Komiseri olarak görev yapıyorum. Çankırı’lı Bürokratlar ve İşadamları Birliği Kurucu Genel Sekreteri’yim. Ankara Çankırı’lılar Derneği Genel Başkan Yardımcısı’yım, 10 yıl futbol hakemliği yaptım, protokol kuralları eğitmeniyim.”

Olay 18 : Ercan bey öncelikle Çankırı’nın genel olarak ne gibi sıkıntıları, sorunları, ihtiyaçları var sizce?

E.Irmak: Eğer bir toplum susuyorsa o toplumda bir sıkıntı bir baskı vardır. Konuşan insandan konuşan toplumdan zarar gelmez, insanlar her konuda sorun konusunda da çözüm konusunda da fikrini beyan edebilmeli. Bizim insanlarımız taleplerini ihtiyaçlarını dile getirmiyorlar, bu yanlış bence insanlar konuşmalı taleplerini sorunlarını sıkıntılarını ihtiyaçlarını konuşarak dile getirmeli. Peygamber efendimiz “Bir yanlış varsa elinizle düzeltin, elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin” diyor yani konuşun anlatın diyor. Yapılan bir yanlış varsa eleştirin, doğru ve güzel bir şey varsa da alkışlayın, kim yaparsa yapsın.

Yaklaşık 20 yıldır Ak Parti iktidarı var ve başkente uzaklığımız bir saat. Bu bir avantajdır ama biz bunu avantaja çeviremedik. Hükümetimiz bu zamana kadar ne istediysek verdi, Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatı var bu konuda, “Çankırı’ya özel ilgi alâka gösterilmesi” konusunda. Ancak gelen yatırımların yanlış yerlerde kullanımı konusunda hükümetimizin bir suçu yoktur bence.

Biz her şeyden önce şehirleşmeyi tamamlayamadık. Ne sanayi şehri olabildik, ne tarım şehri olabildik, ne de öğrenci şehri olabildik. En azından bunlardan birini tamamlayabilseydik şehrimiz ya tarımla anılırdı, ya sanayiyle ya da öğrenciyle anılırdı. Şehirlerimiz büyürken komplike büyümesi lazım, yani sadece sanayiyi büyütmekle de olmaz sosyal şehir olması gerekir, sosyal açıdan da büyüyemedik biz maalesef.

Lastik ve akü fabrikalarıyla birlikte Japon misafirlerimiz de şehrimize geldiler. Sağolsun eski milletvekilimiz Hüseyin Filiz’in bu işte çok büyük katkıları var, onun emekleri bu işte çok çok çok fazla. İlk defa bir kurumsal işletme geldi şehrimize, çok insan buradan ekmek yiyor şu an. Hüseyin Bey’den de emeği geçen herkesten de Allah razı olsun. Ancak Japon misafirlerimizin gelmesiyle iş bitmiyor onların yaşayacağı sosyal alanların da oluşturulması lazım. Hem Japon misafirlerimiz hem de beyaz yakalı diye tabir ettiğimiz memur ve yönetici kesimini Çankırı’da tutamıyoruz. Peki neden tutamıyoruz, çünkü sosyal taleplerini karşılayamıyoruz.

Normalde işyerlerini açmadan önce burada çalışacak insanlar için kalacak yer ve sosyal alanlarını hazırlamamız gerekirdi, bunda hata yaptığımızı düşünüyorum. Okul açtık öğrenciler için kalacak yer hazırlamadık, işyerleri açtık çalışanlar için kalacak yer hazırlamadık. Şehrimizin bir şekilde büyümesi lazım, tersine göçü hızlandırmamız lazım. Bunun için de tartışmaları sonlandırıp bireysel düşünmeyi bırakıp bir an önce Çankırı için bir şeyler yapmamız lazım.

Devam edecek…