
İşte bu zorlu dönemde, görevini cesaretle, onurla ve sarsılmaz bir dürüstlükle yapan bir isim öne çıkıyor: Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin.
Yenidoğan Çetesi’nin çökertilmesinde yürütülen operasyonlar, sadece bir suç örgütünün dağıtılması değil, aynı zamanda adaletin toplumun vicdanında yeniden yer bulması açısından da önemli bir dönüm noktası oldu. Savcı Engin, sürecin her aşamasında gösterdiği kararlılık ve metanetle, görev bilincinin ne demek olduğunu bir kez daha gösterdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ülkesini en çok seven, görevini en iyi yapandır” sözü, Savcı Engin’in meslek anlayışında hayat buluyor. Çünkü o, yasaların ötesinde, vicdanının rehberliğinde adaletin yanında durmayı tercih etti.
Yenidoğan Çetesi davasında yaşanan şu diyalog, halkın belleğinde uzun süre yer edecek:
Sanık Kemal Zengin: “Savcı bana kumpas kurdu.”
Savcı Yavuz Engin: “Tutuklusun aslanım, rahat ol. Devlet kumpas kurmaz.”
Bu sözler sadece bir mahkeme salonunda değil, milyonların vicdanında da karşılık buldu. Çünkü bu duruş korkusuzluğun değil, vicdanın sesi oldu.
Savcı Engin’in cesareti ve sarsılmaz inancı bizlere şunu hatırlattı: Adalet susmadığı sürece umut asla tükenmez.
Bugün bir kez daha görüyoruz ki, bu ülkenin geleceği makamların gücünde değil, görev aşkıyla hareket edenlerin elinde.
Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin, mesleğinin onurunu taşıyan dik duruşuyla, sadece adaletin değil; inancın ve cesaretin de simgesi oldu.
Zorlu koşullarda bile adalet terazisini sarsmadan dimdik duran bu kahramanlar, gençlerimize umut ve ilham veriyor. Çünkü onlar gösteriyor ki; dürüstlük hâlâ en büyük cesaret, vicdan hâlâ en güçlü silahtır ve adalet hâlâ bu milletin kalbinde atıyor.
Teşekkürler Savcı Yavuz Engin…
Adaletin sarsılmaz sesi olarak, umudun ve adaletin susturulamayacağını, doğruların er ya da geç mutlaka kazanacağını bir kez daha gösterdiniz.