KİM DAHA CHP'Lİ ?

Son günlerde siyasetin en çok konuşulan sorusu: “Kim daha CHP’li?”

Haber Giriş Tarihi: 09.09.2025 22:46
Haber Güncellenme Tarihi: 09.09.2025 22:46
https://www.olay18.com/

Ama bu soru, göründüğünden çok daha derin bir meseleyi işaret ediyor. Çünkü CHP’li olmak, sadece bir rozet taşımak ya da bir genel başkana yakın durmak değil; laikliğe, halkçılığa, sosyal adalete, Cumhuriyet’e ve demokrasiye gerçekten inanmak demektir.

Bugün Cumhuriyet’in kurucu partisi, yargı eliyle şekillendirilmeye çalışılıyor. İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atandı. CHP’liler il binası önünde direniyor, polis müdahale ediyor. İçeride “CHP’nin evladıyım” diyen biri göreve başlıyor. Genel Başkan ise, “baba ocağına sahip çıkıyoruz” diyor. Ancak mesele, kişileri aşan bir yere vardı.

CHP sokakta kurulmadı, saraydan yönetilmedi. Bu parti, halkın alın teriyle, devrimlerle ve mücadeleyle bugünlere geldi.

Bu artık sadece bir parti içi mesele değil.

Asıl soru şu: Halkın partisi, halkın mı kalacak?

Yoksa dış müdahalelerle şekillenen bir gölgeye mi dönüşecek?

Gerçek CHP’lilik, hangi ekipten olduğunla değil; bu baskıların karşısında nerede durduğunla ilgilidir. Kurucu değerlere, halkın iradesine ve demokrasiye sahip çıkan herkes, CHP’nin gerçek sahibidir. Bu yüzden “Kim daha CHP’li?” diye sormayı bırakalım artık.

Sormamız gereken asıl soru: “Kim gerçekten halkın yanında?”

CHP’li olmak, partiyi tarihî bir tabela olarak görmek değil; onu bugün, burada, bu şartlarda savunmaktır.

İstanbul’da yaşananlar, bu değerlere sahip çıkanla sessiz kalan arasındaki çizgiyi netleştiriyor.

Unutmayalım: Siyasi partiler sıradan kurumlar değildir.

Kapatılmaları Anayasa Mahkemesi kararı gerektirir. Kurulurken devletten izin almazlar.

Bir valinin talimatıyla il binalarına girilemez, siyasi faaliyetleri durdurulamaz.

Bunlar yalnızca bir partiyi değil, demokrasiyi hedef alır.

Özetle mesele artık “kim daha CHP’li?” değil.

Mesele şu: CHP’yi kim savunuyor, kim teslim ediyor?

Ve işte, gerçek CHP’lilik de tam burada başlar.