AİLE HEKİMLERİ EZİYET YÖNETMELİĞİNİ PROTESTO EYLEMİNDE

Haber Giriş Tarihi: 03.12.2024 17:14
Haber Güncellenme Tarihi: 03.12.2024 17:14
https://www.olay18.com/

Aile Hekimleri, 1 Kasım 2024'te yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne karşı 2-6 Aralık tarihleri arasında toplam 5 gün iş bırakma kararı almıştı, karar dünden itibaren yürürlüğe girdi ve Hekimler 5 gün boyunca sürecek greve başladılar. Aile Hekimleri, performans kriterlerine dayalı yeni yönetmeliğin iptali için daha önce de 3 gün iş bırakmışlar ancak seslerini duyuramamışlardı.

Çankırı'da da Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nin iptali için iş bırakan Aile Hekimleri, Cumhuriyet Aile Sağlığı Merkezi önünde bir araya gelerek bir basın açıklaması yaptılar. Aile Hekimleri, Eziyet Yönetmeliği adını verdikleri yönetmeliğin, Aile Hekimlerinin mevcut sorunlarını hafifletmek yerine omuzlarındaki yükü daha da ağırlaştırdığını dile getirdiler. Basın açıklamasında Çankırı Hekim Birliği Sendikası (Çankırı HEKİM-SEN) adına konuşan Dr. Muhammed İzzet Sağlam, şunları söyledi: "Biz hekimler ve sağlık profesyonelleri, yıllardır hastalarımızın derdine derman olmaya çalışırken kendi dertlerimizi hep erteledik. Ancak artık dayanacak gücümüz kalmadı. Sürekli koşan ama bir türlü hedefe varamayan koşucular gibiyiz. İster istemez sormadan edemiyoruz: Hekimler tükenmeden, sağlık sistemi iflas etmeden, bu sorunları çözmek için daha ne kadar bekleyeceğiz? 2-6 Aralık tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz iş bırakma eylemi, çaresizliğimizin değil, çözüm için bir çığlığın ifadesidir. Bu eylemle, hem hekimlik mesleğinin onurunu hem de halkımızın hak ettiği sağlık hizmetlerini savunmak için sesimizi yükseltiyoruz. Çünkü bizler bu ülkenin hekimleri olarak artık yalnızca sorumluluklarımızı değil, haklarımızı da korumak için buradayız. Aile Hekimlerine Reva Görülen “Eziyet Yönetmeliği” Aile hekimleri, koruyucu sağlık hizmetlerinin temel taşıdır. Ancak, “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği” adı altındaki düzenlemeler, hekimlerin esas görevi olan hasta sağlığına odaklanmasını imkânsız hale getirmektedir. Günümüzün büyük bir kısmını gereksiz raporlar, formlar ve bürokratik yükler arasında harcıyoruz. Bu süreç, ne halkın sağlık hizmetine erişimine ne de hekimlerin meslek onuruna hizmet etmektedir. Hastalarımızı iyileştirmek için zaman ayırmayı biz de özlüyoruz. Ancak “ceza yönetmeliği” olarak bilinen bu uygulamalar, mesleğimizi adeta bir cezaya dönüştürüyor. Sağlık Bakanlığı’na açıkça sesleniyoruz: Bu düzenlemeleri geri çekin ve hekimin emeğine saygı gösterin! Diş Hekimlerinin Görmezden Gelinen Çilesi Diş hekimleri, günlük çalışmalarında malzeme yetersizliği, uzun hasta listeleri ve özlük haklarındaki eksikliklerle mücadele etmektedir. Yeterli ekipman sağlanmadan “daha fazla hasta bak” baskısıyla karşı karşıya kalmak, diş hekimlerini iş yükü altında ezmektedir. Sağlık sistemimiz bu yükü daha ne kadar göz ardı edecek? Diş hekimleri, uygun koşullar sağlanmadığında hastalarına nitelikli hizmet sunamaz. Diş hekimliği mesleği, yalnızca hasta bakmakla sınırlı değildir; kaliteli ve sürekli bakım sağlamak ancak uygun şartlarla mümkündür. Diş hekimlerinin döner sermayesindeki adaletsizlik, diş hekimleri için yer yer uygulanan vardiya dayatması, acil kavramı olmamasına rağmen poliklinik devam hizmeti altında 24 saat güvenliksiz şartlarda çalışmaya zorlanıyor olmasına itiraz ediyoruz. Tükenmişlik ve Ücret Adaletsizliği Hekimlik mesleği yalnızca bilgi ve fedakârlık gerektirmez; aynı zamanda maddi ve manevi tatmini de hak eder. Ancak hekimlerin maaşları yıllardır enflasyon karşısında erimekte ve geçim sıkıntısı, mesleki sorumluluklarımızın önüne geçmektedir. 32-36 saatlik nöbetler, ardından dinlenmeden çalışmaya devam etmek zorunda kalmak, tükenmişliği artırıyor. Hekimlik gibi yüksek sorumluluk gerektiren bir mesleği bu şartlarda sürdürmek imkânsız hale gelmiştir. Sağlıkta Şiddet Sona Ersin Sağlıkta şiddet, hekimlerin karşı karşıya olduğu en büyük tehlikelerden biri haline geldi. Bir gün sağ salim hastaneden eve dönebilmek lüks sayılmaya başladı. Bu sorunun çözümü, yalnızca caydırıcı yasal önlemlerle mümkün olabilir. Yetkilileri bir kez daha göreve çağırıyoruz: Sağlıkta şiddeti durdurun, sağlık çalışanlarını koruyun! Çalışma Şartlarının Ağırlığı Ekipman eksiklikleri, yetersiz insan kaynağı ve artan iş yükü, hekimlerin mesleklerini hakkıyla yerine getirmesini engelliyor. Bir malzeme bulabilmek için koşuşturan hekimlerin, tedavi süreçlerine nasıl odaklanması beklenebilir? Bu koşullarda en büyük zarar gören, halkın sağlık hizmetine erişim hakkıdır. Bunun dışında, Tek kalem maaş talebimizin karşılanmaması maaşlarımızın 5 farklı kalemde hesaplanması uygulamasının devam etmesi, total gelirimizin yarıdan fazlasının anayasal hakkımız olan dinlenme hakkına aykırı olarak izin kullanmamız durumunda kesilmesi, adaletsiz vergi oranlarının güncellenmesi taleplerimizin karşılanmaması, bir gecede çıkan hukuka aykırı ve mobbing amacıyla yapılan geçici görevlendirmelerin devam etmesi, adaletsiz nöbet ücretleri, ek ödeme adaletsizlikleri, bilimsellikten uzak olarak oluşturulan MHRS baskısı ve muayene baskısı, YÖK ve Sağlık Bakanlığı arasındaki özlük hakları farklılıklar gibi nedeni ile üyelerimizin maddi ve manevi hakları zedelenmeye devam etmesi sebebiyle anayasal hakkımız olan iş bırakma eylemini icra ediyoruz. Eylem Sürecinde Sağlık Hizmetleri Eylem süresince, acil servisler, yoğun bakım üniteleri ve onkoloji hastaları gibi kritik sağlık hizmetleri kesintisiz devam edecektir. Amacımız halkımızı mağdur etmek değil, daha iyi bir sağlık sistemine kavuşmalarını sağlamaktır. Sonuç Alana Kadar Kararlıyız Mesleğimizi ve ülkemizi seviyoruz. Ancak hem biz hekimlerin hem de toplumun sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanabilmesi için bu sorunların çözülmesi şarttır. Sağlık sistemi sağlıklı bir yapıya kavuşana kadar kararlılıkla mücadele edeceğiz. Saygılarımızla." Hekim-Sen Çankırı Şube Başkanı Dr. Muhammed İzzet Sağlam'ın ardından Çankırı Aile Hekimleri Dernek (ÇANKAHED) Başkanı Uzm.Dr.Ümit Şükrü Eren de bir konuşma yaptı. Konuşmasına, "Baskılara boyun eğmeden, eğilmeden, bükülmeden, dik durarak bugün iş bırakan, haklı onurlu mücadelemize devam eden tüm Hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı saygıyla selamlıyorum." sözleriyle başlayan Eren, şöyle devam etti: "Bugün sizlere Aile Hekimlerinin neden iş bıraktığını açıklamak için toplandık. Daha önce biz 19 Ekim Büyük Ankara Mitingi ve 5-7 Kasım 3 Günlük İş Bırakma Eyleminde de anlatmıştık. İş bırakma eylemi sonrası Aile Sağlığı Merkezlerimizi ziyaret eden İl Sağlık Yöneticilerimize de anlattık. Bakanlıkla yapılan zoom toplantısında Bakanlık makamına da neden iş bıraktığımızı anlattık. Ama yine anlaşamadık. Meslek onurunu ve saygınlığını, etik ilkelerimizi, herşeyin para olmadığını anlatamamış olacağız ki 'Hekimler şu kadar para alacak' şeklinde yakışıksız YouTube videoları izledik. Resmi toplantılarda Hekimlerin onurlarına dokunacak çirkin sözlere ve ithamlara maruz kaldık.Türk Bayrağı'nın dalgalandığı her yerde onuruyla, gururuyla çalışan biz hekimleri, hakkımızı arıyoruz diye terör bağlantılı gruplarla bile ilişkilendirmeye çalışanlar oldu. Bilmeyenler öğrensin diye açıklamakta fayda buluyorum. Sendikal iş bırakma, Devlete karşı yapılan bir eylem değildir. Kanınlarla güvence altına alınan yasal bir hak arama yoludur. Taleplerimiz en başta dikkate alınsaydı, biz iş bırakmıyor ve her zamanki gibi size hizmet veriyor olacaktık. Gelelim yönetmeliğe; mevcut yönetmelik performans öncelikli, yapılan işin kalitesine ve niteliğine değil, sayısına ve kağıt üzerinde iyi görünmesine odaklı bir yönetmeliktir. Performans odaklı bu yönetmelik, hizmet kalitesini düşürürken hastalarımızı da müşteri sınıfına sokmaktadır. Hizmet verdiğimiz Aile Sağlığı Merkezleri, ticarethane değildir ve hastalarımız da müşteri değildir. Yapılan her işlemin para ile ilişkilendirilmesi ve medya kanallarında bunun sık sık dile getirilmesi biz Hekimleri rencide etmektedir. Hasta-Hekim ilişkisinde de Hekime duyulan güveni zedelemektedir. Yönetmelik, halkımıza hiçbir şikayeti olmasa bile 6 ayda bir Aile Sağlığı Merkezi'ne gitme zorunluluğu getirmektedir. Bu, tüm Türkiye'de Aile Hekimlerine yılda gereksiz 170 milyon ek muayene yükü anlamına gelmektedir. Gereksiz oluşturulan kışkırtılmış bu talep ile yoğunluk artacak ve gebe-bebek izlemleri, aşılamalar, taramalar, takipler, koruyucu sağlık hizmetleri ve tedavi edici sağlık hizmetleri sekteye uğrayacaktır. Kendisi ile çelişen Bakanlık, yılda 170 milyon ek muayene yükü getirirken halkın da 7'den fazla Sağlık kuruluşlarına başvurmasını istememektedir. Hastalara bilgilendirme, eğitim ya da sorumluluk yüklemek yerine yine tüm sorumluluk Aile Hekimlerine yüklenmiştir. Fazla başvuru durumunda da yine Aile Hekimleri cezalandırılacaktır. Yeni yönetmelikle Hekimlerin reçete yazma özgürlüklerine de sınırlama getirilmiştir. Bu durum ağrı kesici ilaçlar, mide ilaçları, antibiyotik gibi ilaçlar reçete edilirken, asıl halkımızı olumsuz etkileyecektir. Bakanlık, Hekimin reçetesine el uzatmak yerine akılcı ilaç kullanımını teşvik eden halk eğitimleri yapmalıdır. Herşeye rağmen biz eskiden de olduğu gibi yine sizlerin tedavisini en iyi şekilde, en uygun ilaçlarla yapmaya devam edeceğiz. Bu performans yönetmeliği, sağlık raporlarını da paralı hale getirmektedir. Rapor ücretlerinin belli bir kısmının Aile Hekimlerine verileceği açıklanarak, oluşacak tepki yine günah keçisi olarak seçilen Aile Hekimlerine yönlendirilmiştir. Aile Hekimleri tarafından ilgili nüfusa zaten yapılmakta olan tarama ve takiplerin, yeni yönetmelikle HYP adı altında bir sisteme girilmesi istenmektedir. Çankırı'da bir Aile Hekimliğinde günde ortalama 72 hasta bakılmaktadır. Bu iş yükünde bu işlemlerin verimli ve kaliteli şekilde yapılması imkansızdır. Yapılamadığı durumlarda ise yine tahmin edebileceğiniz gibi Aile Hekimleri cezalandırılacaktır. Aile Sağlığı Merkezlerinde sülük, kupa tedavisi, mezoterapi ve benzeri bilimsel zemine oturmamış geleneksel tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamalarının, mesai içi ya da mesai dışı zamanda yapılmasını ve bunun ücret karşılığı yapılmasını yine doğru bulmuyoruz. COVİD döneminde insanlar en sevdiklerine bile yaklaşamazken, hastasına ölümü düşünmeden hizmet eden ve karşılığında sadece alkışlanarak motive olan bir meslek grubu olan bizler; Halkımızın sağlığı için, Meslek onurumuz için, Reçetemize müdahale edildiği için, Performansa dayalı bir yönetmeliğe karşı olduğumuz için, İş güvencesi hakkımız elimizden alındığı için, Gasp edilen haklarımız için, Maddi manevi sömürülen, her geçen gün omuzlarındaki iş yükü orantısız artırılan Hekimler ve Sağlık Çalışanları için İŞ BIRAKIYORUZ... Bakanlığın, birinci basamağın en etkili ismi Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ile birlikte hazırlayacağı bir yönetmelikle, en kısa zamanda yaptığı yanlıştan döneceğine inanıyoruz."